2020’nin daha doğrusu pandemi döneminin herkesin yaşamına farklı etkileri oldu. Benim açımdan bu etkiler daha çok içe dönme, sağlıklı yaşama dair yeni bilgiler edinme, çevreme ve doğaya karşı duyduğum sorumluluğun değişmesi gibi bir yolculuğun biletiydi. Şimdi ise kendi kendime meydan okumak hoşuma gittiği için ve bu meydan okumalarımın sadece bana değil dünyamıza da katkısı olacağını düşündüğüm için kendime bir Instagram hesabı açtım ( littlehope4us ) ve bu sayfayı ekolojik değişim günlüğüm olarak kullanıyorum. Bu süreçte öğrendiklerimi, öğrenmekte olduklarımı, denediklerimi paylaşıp, bilgilerin yanında öneriler ve haberler kısacası herkesin en çokta dünyamızın işine yarayabilecek içerikleri (bazen eş zamanlı olarak buradan detaylara girerek) paylaşacağım.
Peki nedir bu peşine düştüğümüz sürdürülebilirlik ve ekolojik yaşam felsefesi?
“Sürdürülebilirlik, ekolojiden çevreye, beslenmeden tarıma, temiz hava ve sudan erişilebilir doğal kaynaklara, iş yaşamından teknolojiye kadar pek çok disiplini içinde barındıran bir kavramdır. Çevreyle uyum içinde yaşama, doğal denge ve kaynakları koruma, doğadan aldığımızı yerine koyabilme ve gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakma öğretisini benimser.”
[1]
1987 yılında sürdürülebilir kalkınma Brundtland Komisyonu tarafından “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme” olarak tanımladı.
2005 yılında ise Dünya Sosyal Gelişim Zirvesinde (World Summit on Social Development), sürdürülebilir kalkınma felsefesine ve sosyal bilimine katkıda bulunan üç ana alan belirledi.
[2]
Sürdürülebilirlik ile ilgili bir sürü kavram bulabiliriz internette ama en basit anlamda hangi açıdan bakarsak bakalım bunun devamlılık, tükenmemek, eksilenin yerine konulmasıyla, azalmadan mevcut durumunu korumak olduğunu anlayabiliriz.
Bu konunun neden bu kadar önemli olduğu ise gayet açıktır. Kaynaklarımız tükeniyor, takdir edersiniz ki sınırsız değil hiçbiri. Bizler eyleme geçmez, önlem almazsak bizden sonraki nesilleri büyük tehlikeler bekliyor. Atalarımızdan aldığımız mirası bu şekilde devretmek belki de biz insanoğlunun en büyük bencilliği olacak. “Benim önlemlerimle ne olacak ki” demek (ki bunu diyen 80 milyon kişi olsa), sorumluluk almamak, görmezden gelmek, bu bencilliğimizin faturasını çocuklarımıza-torunlarımıza kesmektir.
Bu konuda en büyük sorumluluk tabi ki devlette fakat biz de bireysel olarak takipte olup gerek söz verilen eylemlerin gerçekleştirilmesinin gerek konusu dahil açılmamış adımların talebinin peşine düşerek ( yani aktivist bir şekilde) çocuklarımızın hakkını aramalıyız. Kişisel bazda baktığımızda ise dikkat edebileceğimiz o kadar çok nokta var ki her birini ayrı yazılarda detaylıca anlatmak istiyorum.
Sürdürülebilirlik başlığının kapsam alanında olan ekolojik yaşam felsefesi ise insanın doğa ile olan uyumu üzerinedir. Günümüz toplumunda sanayileşmenin (hatta dijitalleşmenin de) katkısıyla, artan nüfustan bağımsız ve orantısız olarak, büyüyen tüketim miktarımızın (israfa yatkın tüketim alışkanlığı) doğa üzerindeki olumsuz baskısı ekolojik dengeyi bozmaktadır [3].
Ekolojik dengeyi kuramadığımız ve koruyamadığımız sürece sürdürülebilirlik amacımıza asla ulaşamayız. Bunun sonuçları ise çok daha yakın bir zamanda (çocuklarımıza bile kalmadan) şu an yaşadığımız küresel felaketlerden (iklim değişikliği, su krizi, pandemik salgın vb.) daha ağır bir şekilde (geri dönüşü olmadığında anlayacağız maalesef) bizlerden çıkacaktır.
Bu konuda atabileceğimiz en önemli adım ise doğadaki ağları, dengeyi, döngüyü anlamakla başlar. Sonrasında da çıkardığımız derslerle çevremizi, dahil olduğumuz bu mükemmel ekosistemi, gözetmek için yaşam ve tüketim alışkanlıklarımızı tek tek değerlendirip, uyum içinde yaşamaya yönelik aksiyonlar almamız gerekir.
Kısacası gözlemleyip, anlayıp, her adımımıza dikkat ederek yaşayıp, bozduğumuzu da onarmalıyız.
KAYNAKÇA
[1] Sürdürülebilir Yaşam Rehberi – (2021, Feb. 19)
[2] Sustainable Development Community e.V.- (2021, Mar. 31) https://sdc-ev.org/our-focus/
[3] Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği (2021, Apr. 4) https://www.bugday.org/blog/