BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK & TESPİH AĞACININ GÖLGESİNDE

Bülbülü Öldürmek

‘’İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.’’

Neden adının ‘’Bülbülü Öldürmek’’ veya ‘’Tespih Ağacının Gölgesinde’’  olduğunu hala durup durup düşündüğüm, geç bulup çabuk tükettiğim canım kitaplarım. Evet ilk olarak isimlerine takıldım kabul  🙂 birinci kitap adı bire bir çeviri fakat ikinciyi Türkçeye çevirenler böyle uygun görmüşler kötü mü olmuş bence hayır orijinal adının ‘’Go Set a Watchman’’ olduğunu düşünürsek bu hali daha iyi diyebilirim 🙂 .

İlk kitap önerisi tercihimi bu ikiliden yana yapmamın sebebi ise son zamanlarda okuduğum en naif, en güzel, gözlerimi doldururken bir yandan da gülümseten, en çokta düşündüren romanlar olmasıdır.

Monroeville, Alabama doğumlu Amerikalı roman yazarı Harper Lee’nin (1926-2016) kaleminden çıkmış bu harika kitapların ilki olan ‘Bülbülü Öldürmek’  ana karakterimiz olan küçük Scout Finch’in gözünden anlatılıyor. Hikayede işlenen en önemli olay olarak gördüğüm ırkçılığın üzerine insanı düşünmeye iten birçok etken var ama beni en çok etkileyen yanı  bir zencinin haksız yere suçlanması ve onu savunan avukatın  Atticus Finch (Scout’un babası) olması ile hikayenin içine yerleştirilen bir dönemin gerçekleridir(günümüzde de devam etmediğini söyleyemeyeceğimiz bu siyahi insanları ikinci sınıf vatandaş olarak görme saçmalığı).

Adalet, eşitlik, özgürlük, haksızlık, ön yargı  gibi kavramlar bir çocuğun büyüme hikayesine öyle güzel yedirilmiş, öyle güzel  anlatımlarla dokunmuş ki çocuk gözüyle bakabilmek ve empati yapmak insanı ister istemez etkiliyor ve bu ilk kitabın en güzel özelliği diye düşünüyorum .

Onun tam 55 yıl sonra gelen devam kitabı diyebileceğim ‘Tespih Ağacının Gölgesinde’ hakkında azıcık araştırma yaptığımızda aslında yazarın ilk kitabının Tespih Ağacının Gölgesinde olduğunu ve yayımcının basımı reddetmesi üzerine editörünün yönlendirmesiyle yazar Scout Finch’in yaşını 20 yaş geriye çekip yani kitabın ana karakterini çocukluğuna döndürüp tekrardan düzenlemiş (neredeyse iki yılını almış bu düzenleme) ve böylelikle Bülbülü Öldürmek ortaya çıkmış.

Amerikan edebiyatının klasikleri  arasında gösterilen bu kitap içlerinde meşhur Pulitzer Ödülü’nün de olduğu (ki ödülü veren jürinin övgü dolu değerlendirme raporunu burada bulabilirsiniz) bir çok edebiyat ödülünü kazanmakla kalmayıp kırktan fazla dile çevrilmiş ve her yıl milyonu aşkın satış rakamına ulaşmış[1,2] aynı zamanda da beyaz perdeye uyarlanıp (Filmin IMDb sayfasına buradan ulaşabilirsiniz) orada da 3 ayrı dalda ödül kazanmış[1,3].

-…Bak ama, Jem, bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan.

-Ben de öyle düşünmüştüm… Senin yaşındayken. Yalnızca tek bir tür insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar?  Hepsi birbirine benziyorsa, niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar, Scout, galiba bir şeyleri anlamaya başlıyorum…

 

 

Tespih Ağacının Gölgesinde

“Bunun üzerine Efendimiz bana dedi ki,

Git bir gözcü dik, ne gördüğünü haber versin”

Benim bu ikiliyle tanışma hikayem aslında tamamen tesadüf diyebileceğim şekilde bir tavsiye üzerine oldu ve istemeden de olsa ilk aldığım kitap Tespih Ağacının Gölgesindeydi  yani aslında ilk yazılan ama yayınlanmayan kitabı önceden okuyup Bülbülü Öldürmek isimli kitaba geçiş yaptım. Bu tarz devam kitabı niteliğindeki kitapları benim gibi tersten okuyan var mıdır bilmiyorum ama olay örgüsü açısından birbirini çokta etkilemediği için (yani sırasıyla okunmadığında anlamakta güçlük çekmiyorsun) pişman değilim bu sırayla okuduğuma 🙂 .

Scout’ın 26 yaşındaki hali bu sefer tanrısal bakış açısıyla yazılmış ve kasabaya aile ziyareti için gelmesiyle başlatılmıştır. New York gibi bir metropolde gençliği şekillenen bu küçük kızın artık genç bir kadın olması ile beraber kendi kararlarının arkasında durmaya çalışmasını, halası ile yaşayacağı kuşak ve yetişme tarzından kaynaklı çatışmalarını, her şeyden de önemlisi ona doğruluk, eşitlik, dürüstlük kavramlarını öğreten babasının düşüncelerinde gözlemlediği değişimini (size ‘acaba gerçekten öyle mi , bir yanlışlık olmalı bir yerlerde,ilerleyen sayfalarda anlarız’ diye diye baya bir sayfa okutturuyor)  yine dönemin ırkçılık ve siyahi vatandaşlarla ilgili önemli olaylarını da hikayenin içine yedirerek veriyor. Özellikle de babası Atticus ve amcası Jack ile yaptığı tartışma bile denilebilecek konuşmalar çok dikkat çekici ve düşündürücü (bu arada söylemeden geçemeyeceğim amca bu kitaptaki favori karakterim 🙂 ).

-…Ancak üstünlük iddiasındaki beyazların mantığa vurmaktan ödleri kopar, çünkü nesnel soğukkanlı bir muhakemenin onları yeneceğini bilirler. Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.

-Çok acayip, değil mi?

-Dünyanın acayipliklerinden bir tanesi.

 

Benim favorim kesinlikle Bülbülü Öldürmek fakat Tespih Ağacının Gölgesinde ile de bambaşka tatlar elde ediyorsunuz yani okunmazsa olmazlar listesinin başına 1. Kitabı arkasına da 2. Kitabı koyar bu yazımı noktalarım.

Sevgiler,

Bir okur 🙂

[1] Harper Lee-Biography.com “https://www.biography.com/people/harper-lee-9377021” (06.11.2017)

[2] In memoriam: Harper Lee- Pulitzer.org “http://www.pulitzer.org/article/memoriam-harper-lee-1926-2016” (06.11.2017)

[3] To Kill a Mockingbird- Awards “http://www.imdb.com/title/tt0056592/awards?ref_=tt_awd” (06.11.2017)


Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s